❓ Soru: Vatandaşların evlerini “zorla yıkmak” insan haklarına aykırı mı?

 

Yanıt: Hayır. 6306 sayılı Kanun kapsamında zorla yıkım söz konusu değildir. Bilimsel ve teknik verilerle riskli olduğu tespit edilen yapıların yıkılması, vatandaşların can güvenliğini sağlamak amacıyla yapılır. Bu süreç, en temel insan hakkı olan “yaşama hakkı”nı korumak için yürütülür. Mülkiyet hakkına müdahale gerekse bile, yaşama hakkı anayasal olarak önceliklidir⁽¹⁾.

 

---

 

❓ Soru: Üçte iki çoğunluk kararı insan haklarına ve Anayasa’ya aykırı mı?

 

Yanıt: Hayır. Kanun, oybirliği ile karar alınmasının dönüşüm sürecini tıkayacağını öngörerek, üçte iki çoğunlukla karar alma sistemini getirmiştir. Bu oran, kamu güvenliği ve afet riski dikkate alınarak belirlenmiştir. Katılmayan maliklerin hakları rayiç bedel üzerinden satış veya kamulaştırma yoluyla korunur. Anayasa Mahkemesi de bu uygulamayı kamu yararı ve yaşama hakkı çerçevesinde değerlendirmiştir⁽¹⁾.

 

---

 

❓ Soru: Dönüşüme katılmak istemeyenlerin dava açma hakkı yok mu?

 

Yanıt: Var. 6306 sayılı Kanun kapsamında tesis edilen idari işlemlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açılabilir. Ancak bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez⁽²⁾⁽³⁾.

 

---

 

❓ Soru: Hacizli daireler, kaçak yapılar ve sit alanları dönüşüme dahil edilebilir mi?

 

Yanıt: Evet. Hacizli veya kaçak yapı olması, riskli yapı tespiti ve dönüşüm uygulamalarına engel teşkil etmez. Bu tür yapıların sahipleri de 6306 sayılı Kanun’un sağladığı haklardan yararlanabilir. Sit alanlarında dönüşüm yapılması gerekiyorsa, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın görüşü alınarak işlem gerçekleştirilir⁽⁴⁾⁽⁵⁾.